25 Eylül 2012

Markaların Türkçe Hassasiyeti

        Lise yıllarında başladı Türkçe takıntım. Durmaksızın da devam ediyor. Öyle ki artık aldığım kitabın, okuduğum dergi veya gazetenin, ya da dolaştığım internet sitesinin nasıl bir Türkçe kullandığını kontrol ediyorum hemen. Amacım kötü değil, tamamen alışkanlık. Tüm kuralları biliyormuş havasına da girmedim hiç. Ne hatalar yapıyoruz aslında bir bilseniz. Sadece yazım yanlışı üzerine olması gerekmiyor. Kullandığımız kelimelerin aslında ne anlam taşıdığını bilmediğimiz zamanlar oluyor. Bu hataları ben de yapıyorum ama bu yazıda belirttiğim husus yazım yanlışları üzerine. Eski yazılarıma bakıyorum ben de "cnm, tmm" şeklinde tabirleri çok kullanmışım internette. O zamanlar Messenger'dan kalma bir dilimiz olduğu belliymiş. Her şeyi yapmışımdır lakin dahi anlamındaki "ki" ve "de" leri bitişik yazmadım. O hatayı yaptıysam kendimden utandım her gördüğümde. Psikopatlık derecesinde takıntılıyım ayrı yazılma meselesine. Rahatsız oluyor muyum? Tabii ki hayır. Bir cümle kurmadan önce, en ufak bir tereddütüm varsa doğru olup olmadığını kontrol ediyorum. TDK ile de çok ters düştüğüm zamanlar olmuyor değil.  

        Konuya böyle bir giriş yaptıktan sonra markaların bu konudaki tutumlarına ve gösterdikleri hassasiyete değinmek istiyorum. Şu an yaptığım iş editörlük. Bu da Fransızca aslen ama konuşma diline çoktan girmiş bir kere. Neyse yazdığım her şeyin düzgün olmasına gayret etmem gerekiyor. Benim gibi diğer editörlerin de. Özellikle büyük markalar bu konuda çok hassas davranmalı. İş ilanlarında gördüğümüz "Türkçe'ye hakim" lafı boşuna değil. Aksine her iş ilanında bunu görmek beni mutlu ediyor. Dediğim gibi girdiğim internet sitelerinden aldığım bir kaç görüntüyle yazımı örneklendirmek isterim. Örnekleri görünce en çok yapılan hataları siz de anlayacaksınız.



        Gördüğünüz hata nedir? 20.00'da. Okunurken sıfırların katılmadığı için 20.00'de olması gerekiyor. Star Tv'nin sitesini bu hatayı yaptıktan sonra dikkatle inceledim. Bir daha bunun gibi bir hata yapmadılar. Bunun dışında aşağıda vereceğim diğer örneklerin de doğru kullanıldığını gördüm. Aceleyle yazılmış olabilir adı üstünde hata. Bir daha tekrar etmemeleri güzel.


26 Ağustos 2012

İyi Bir Satışın İncelikleri

        Üniversitede Pazarlama Araştırmaları dersini aldığım son sene Perakende Pazarlama Araştırmaları konusu çok ilgimi çekmişti. Perakende sektöründe uygulanması gerekenler, müşterilerin alışveriş alışkanlıkları, müşterinin algısını değiştirme yöntemleri...

         Hocamız (Doçent Metin Argan) ilk olarak şu soruyu sormuştu. "Bir mağazaya girdiniz, ilk hangi tarafa yönelirsiniz?" Sınıftan çeşitli cevaplar geldi. Yapılan araştırmalara göre ise bir mağazaya girildiğinde genellikle sağ tarafa doğru yönelim oluyor. Bunun sebebi ise aslında çok basit. Birçok insanın sağlak olması. Sağ elin, kolun kullanılması, sağ tarafın daha güvenilir hissedilmesi bunu en basit şekilde açıklıyor. Bu da beraberinde şunu getiriyor. Sağ tarafa kadın, sol tarafa ise erkek ürünleri konulmalı deniyor. Malum kadınların alışverişe daha çok zaman ayırmaları. Diğer noktalara bakalım.
--Yeni ve özel ürünler mağazaların sonuna doğru konuyor çünkü müşteri mağaza girdiği zaman ilk beğendiği şey ne kadar güzel olursa olsun diğer mallara da bakmak istiyor. Genelde sonlara doğru bakacağı mallar güzelse "Bum" satın alma gerçekleşiyor. 
--Giyinme kabinleri de mağazanın girişine yakın olmamalı. Bu da kabine gidene kadar olan rafların incelenme oranını artırıyor.
--Yine yukarıdaki olguya bağlı olarak mağazaların içine büyük aynalar konuluyor. Bu; mağazanın hem daha geniş görünmesine yol açtığı gibi, müşterilerin aynada kendilerine bakarken fark edecekleri ürünleri beraberinde getiriyor.
--Müşterilerin birçoğu alışverişe akıllarında spesifik bir şey olmadan çıkıyor. Daha doğrusu alışveriş sonunda satın aldıkları ürün aslında hedeflerinde olmayan bir ürün oluyor.Bu noktada da mağazaların alışverişe yöneltme gücü öne çıkıyor. Mağaza girişlerinin, ferah olması, mağazada çalışanların sık boğaz edecek şekilde müşterilerin peşinde dolaşmaması gerekiyor. Yine mağaza düzeni önemli. Müşteriler mağazaya girdiklerinde görebildikleri alanlara gitme isteği duyuyorlar. Bu da raf ve reyonların karışık olmaması gerektiğini gösteriyor. Müşteri baktığı zaman mağaza içinin çoğunu görmek istiyor.
--Yemek söz konusu olduğu zaman mutlaka koku çok önem arz ediyor. Söz konusu yiyecek olduğu zaman koku en çok güvenilen duyu organı.
--Her gördüğümüzde komik buluyoruz ama satış rakamlarının yuvarlak hesap yerine 24.99 şeklinde yazılması da satın alma üzerinde etkili.

         Bu tip noktaların geneline Satış Antropolojisi deniyor ve ciddi bir araştırma grubu var. İnsan ihtiyaçları ve bu ihtiyaçları karşılama davranışları sürekli değişmese de bu sektörde yapılan her araştırma farklı bir sunumu beraberinde getiriyor.

01 Temmuz 2012

Gerilin biraz! Another

       Uzun zamandır gerilim-korku tarzında bir anime arıyordum.Another üzerinde çok duruluyordu.E izlemek farz oldu diyerek başladık.

       Anime kendi ismiyle aynı olan romandan uyarlanmış.Sonra manga daha sonra da animesi  gelmiş.Olaylar Yomiyama ortaokulunda geçiyor.1972 yılında Mei Misaki adlı bir kızın ölmesinden sonra ortaya çıkan lanetlere ve seri ölümlere dayanıyor.Anime boyunca bol bol ölüm görüyoruz.Hem de ne ölümler.Son Durak serisinin anime versiyonu gibi.Daha kısıtlı bir alanda geçiyor o kadar.Animenin baş karakterleri Kouchi Sakakibara ve Mei Misaki.Mei Misaki özellikle gönüllerde taht kuruyor diyebiliriz.

       Okula yeni gelen Kouchi, şans eseri hastanede karşılaştığı (Kouchi rahatsızlığından dolayı okula biraz geç başlıyor ve animede ilk bölüm hastanede görülüyor.) Misaki ile aynı sınıfta olduğunu görüyor ve onunla iletişim kuruyor.Misaki Mei hanım hanımcık bir kızımız.Göz bandıyla dolaşıyor.Saklı olan gözünün enteresan bir özelliği var tabii ki.Animenin sonlarına doğru öğreniyoruz.Kouchi sınıftaki diğer öğrencilerin onu yok saymasından kıllanıyor bildiğiniz.Benim de kıllandığım birçok yer oldu ama Misaki de zor konuşan ve içine kapanık bir hatun olduğundan ne olduğunu anlayamıyoruz haliyle.Bir de diğer öğrenciler sürekli "Olmayan,olmayan" diye dolaşıyorlar daha geriyorlar adamı.Neyse Kouchi bu iş nedir ne değildir diye sorup soruştururken 3-3 sınıfının başına gelenleri sırasıyla öğreniyor.Daha sonra esas oğlanımız bu laneti ne yok eder,nasıl kurtuluruz diye başlıyor araştırmacı kimliğini konuşturmaya.

      Animeyi izlerken spoiler yememeye dikkat edin.Mutlaka kendiniz çözmeye çalışacaksınız lanet nedir,nasıl olur diye lakin birçok sürpriz de sizi bekliyor olacak emin olun.Anime zaten 13 bölümden 1 ovadan oluşuyor.Gerilmek istiyorsanız hiç düşünmeden başlayabilirsiniz.

       Çizimler,hikaye,karakterler gayet güzel.Animenin tek kötü yanı Opening'i.Bu animeye çok daha hararetli bir şarkı giderdi.Çok yavaş geldi bana ve alakasız bir müzik.Biraz daha uzun olsaydı da diyebiliriz ama bu da gayet makul.Keyifli seyirler.

27 Mayıs 2012

Sitelerim Var - 2 (Sosyal Medya Haber Siteleri)

          2-3 sene öncesine kadar Youtube,Facebook ve biraz da twitter ile hayatımızda olan sosyal medya araçları bugün onlarca hatta yüzlercesiyle karşımızda.Ülkemizde genel olarak kullanılanlar ise 10'u aşmaz.Sosyal medya kavramı sadece internet üzerinde değil artık dizilerde,haberlerde,programlarda,sokakta,bahçede her yerde kullanılır hale geldi.Bu kavramın genişlemesi de haber etkisi yaratıyor haliyle.Reklam ajansları olsun,haber siteleri ve teknoloji haber siteleri de bir bölümlerini sosyal medyaya ayırmış durumda.Bu yazıda da bu Sosyal Medya ağırlıklı haberler yayınlayan siteleri ele alayım dedim..



         Bunlar yer imlerimde olan ve takip etmeye çalıştığım siteler.Unuttuklarım olabilir.Bir de güncel olanları almaya çalıştım.Nice siteler var hevesle açılıp kapatılan.Sonuçta ne kadar çok kaynak,haber o kadar çok bilgi.Hepsi teşekkürü hak ediyor.

23 Mayıs 2012

Telefonumdaki Oyunlar-1

        Telefon üzerinden fazla oyun oynayan birisi değilim ama vapurda olsun, otobüste olsun sağa sola bakmaktan daha mantıklı geliyor artık.Telefon içinde fazla oyun da tutmuyorum.Ne kadar oyun o kadar vakit kaybı.Genel olarak 3 tane oyun paylaşmayı düşünüyorum.Ayrıntıya girmeden,abartmadan.Bu arada "Yuh daha yeni mi oynuyorsun bu oyunu diyenler olabilir,onlara da Oğlum bak git! diyorum.

Head Soccer


          Şu an telefonumdaki mevcut oyunlardan birisi Head Soccer.Eğlenceli bir futbol oyunu.Güney Kore'li bir futbolcumuz var ve sırayla diğer ülkelerdeki rakiplerimizi yenmeye çalışıyoruz.Oyun basketbol misali hava atışı ile başlıyor.En başta zor gelebilir ama daha sonradan nasıl gol atılır,nerede durulmalı öğreniyorsunuz.Maç kazandıkça puan toplayıp kendinizi zıplama,hızlanma ve şut çekme konularında geliştirebiliyorsunuz.

         Her oyuncunun kendine ait "Fatality" bir özel şutu var.Bizim elemanınki sönük baya ama idare ediverin.Oyun çok kişili de oynanabiliyor.Bu da eğlenceli görünüyor.Maçlar 1 dakika olduğu için sıkmıyor.Tavsiye edilir.Zamanında Goal 3 vardı muz şut vardı ah ulan ah ne sarmıştık.



12 Mayıs 2012

Televizyon Sosyalleşiyor: Sosyal Tv



Uzunca bir süre geleneksel medya ile bize verileni takip eder durumdaydık ta ki sosyal medya ile tanışana kadar.Youtube,facebook,twitter derken her geçen gün yeni bir sosyal medya aracıyla karşılaşır olduk.İnternet kullanma oranının sürekli arttığı ülkemizde sosyal medya araçlarına da ilgi bir o kadar artıyor tabii bir çoğu Türkçeleştirilmediği için hala bazı araçların kullanımlardan pek haberimiz yok.

Sosyal medya araçlarının kullanımı ise bilgisayarlardan akıllı telefonlara,tabletlere taşındı.Şimdi ise sırada akıllı televizyonlar var.Evet geleneksel medyanın en büyük mecrası olan televizyon da gelişiyor,sosyalleşiyor.Televizyonlar da akıllı hale geliyor.Şu an hali hazırda Samsung,Philips,Sony gibi markaların akıllı televizyonları bulunuyor.Smart Tv.Her şey "Smart" olma yolunda yani.Televizyon üzerinden youtube,facebook gibi sitelere girebiliyorsunuz.Peki Türkiye yeteri kadar bu sosyalliğe ayak uydurabilecek mi?



02 Nisan 2012

Mart - 2012 Sosyal Medya Özeti

Yeni bir yazı dizisine başlayayım dedim.Söz uçar yazı kalır muhabbetine uyarak ne yazsak buralara yararlı olacaktır.Sosyal Medya her geçen gün büyüyedursun bununla beraber yeni ajanslar,siteler kuruluyor.Ne kadar fazla olursa o kadar iyi,o kadar yararlı,bir o kadar da çeşitli olacaktır diye düşünüyorum.Daha önce yıllık bir almanak özeti yapmıştım.Şimdi de aylara göre özet çıkaralım dedim.Başlayalım o zaman.

2012 Mart Ayı Sosyal Medya Özeti

Posterous Twitter tarafından satın alındı

28 Ocak 2012

Türk Girişimcilere Tam Destek!

       İnternete,internet üzerinden bir şeyler yapmaya aç bir ülkeyiz biz.Teknoloji bize biraz geriden gelmiş gibi görünse de tuttuğumuz zaman bırakmıyoruz.İnternet hızımız hala çok gerilerde olsa bile! yılmadan ilerliyoruz.Türkiye son yıllarda internet girişimciliğinde bir hayli yol aldı.Yeni yeni fikirler atılıyor ortaya.Klasik Facebook,Twitter gibi takıntılarımızın yanında var olmaya çalışıyorlar.Ne de güzel yapıyorlar.Bizden birileri de bu işlere girince çok mutlu oluyorum.Elin adamı yapıyor kardeşim tabusunu yıkalım artık diyorum.Sürekli başka yerlerde arıyoruz paylaşımı,eğlenceyi.Bir baksak,bir elinden tutsak ne kadar çok fikir var içimizde.Neyse ki son yıllarda gelişen internet,sosyal ağ kültürümüz yanında ilişkili yatırımları da getiriyor.


       E-tohum sitesi bu tip girişimlerin toplandığı bir mekan.Fikirlerin değil girişimci ruhunun önemli olduğunu altını çizerek belirten E-tohum,her yıl önce 40 daha sonra 15 girişim seçiyor ve onları kampa alıyor.Bir nevi kendilerini sunmaları ve geliştirmeleri için fırsat yaratıyor.Bu seneki 40 proje arasından beğendiklerimi paylaşayım dedim.Hepsi birbirinden değerli benim için.Hepsinde ayrı bir emek var.Şaka değil.Cidden kolay bir şey değil yeni bir şeyler üretmek.




20 Ocak 2012

Almam Gereken Çok Kitap Var!

       Ne zaman D&R'a girsem hayatımda daha önce hiç kitap görmemişim gibi dolaşmaya başlıyorum tüm bölümleri.Yeni Çıkan'lardan başlıyorum yemek kitaplarında bitiriyorum ve eminim ki o kitapların hepsi ben de olsa yemek kitaplarına da mutlaka göz gezdiririm.Son gittiğimde de yeni çıkan ve daha önce çıkmış olan bazı kitaplarda o kadar gözüm kaldı ki hepsini almaya kalksam 100 TL üzeri bir fiyatla mağazadan ayrılmak durumunda kalıyorum.Dergileri hiç saymayacağı zaten.Takip ettiğim dergilerin yanında takip etmek istediğim lakin paramın fazlasına çıkışmadığı o kadar çok dergi var ki...

       Dediğim bir an önce almak istediğim en az 7-8 kitap var.Bunların üçünü belirteyim istedim.


90'lar Kitabı Çocuk mu Genç mi? - Kadir Aydemir

15 Ocak 2012

Çok Farklı Bir Aile Görmeye Hazır Olun - Shameless

How i Met Your Mother çılgınlığını hala yaşıyoruz lakin eski tadı olmadığı aşikar ve bu da bizi doyurmuyor.Kolay kolay yeni bir diziye başlamayan ben,The Big Bang Theory'ye başlamıştım(nokta atışı)İzlediğim animelerle birlikte yeterince güncel dizi izlediğimi düşünüyordum ki karşıma Shameless çıktı.Bir aile dizisiydi ama çok farklı resmedilmişlerdi.Gallagher ailesi.Bir baba vardı 6 çocuk vardı ama anne yoktu.Nasıl yaşayabilirlerdi ki?İzledikten sonra anlıyorsunuz nasıl yaşıyorlar,birbirlerine ne kadar bağlılar..Hayata bakış açıları biraz abartılı olsa da,ailenin içinde buluyorsunuz kendinizi.Bir komedi dizisi olabilir ama içindeki traji komik olaylar da "Hmm" dedirtiyor insana.Shameless aslında bir İngiliz versiyonunun uyarlaması.2004 yılında çıkan asıl dizinin bu kadar güzel olmadığı söyleniyor.Genelde uyarlama diziler sorunlu olur ama bu defa olmuş diyor ve son zamanlardaki favori dizim Shameless karakterlerine bakıyoruz biraz.


İşte dizideki Shameless bu adam.Gallagher ailesinin babası.Utanmaz arlanmaz,her zaman aile bireylerinin başına dert açan,alkol bağımlısı,üç kağıtçı bir adam ama ailesi ondan vazgeçemiyor.Para için her şeyi yapabilitesi var.

02 Ocak 2012

2011 Yılının Sosyal Medyadaki Önemli Olayları

2011 yılına veda etmek üzereyken digital dünyada,sosyal medyada,internet aleminde olan önemli olayların bazılarını - ilgimi daha çok çekenleri - , kadim kurulumuzun engellediği siteleri Sosyalmedya.co ve Webrazzi.com 'un hazırladıkları almanaklara(ne çirkin bir kelime değil mi?) göre yayınlayayım dedim.


Fizy.com, Mashable Awards 2010′da “En İyi Müzik Keşfetme Servisi” kategorisinde birinci oldu.
Turkcell Fizy.com'un %70'ini aldı.
Twitter'a Türkçe dil seçimi geldi.
Ebay,Gittigidiyor'u $217.5 M'a satın aldı.
Google sosyal sitesi Google+ ile piyasaya girdi.
Naspers Markafoni'nin %72'lik hissesini aldı.